|
||
|
DOĞURGAN SİMGELER VE
FORMLAR DÜNYASINA YAKLAŞIM
Doğa yorumlamalarıyla başlayan bir serEen, daha dElemsel
anlatımlara ve sembollere uzanan bir çizgide devam ediyor ve
yaşanıyor.
Doğal olarak sanat çalışmalarım ve bu serEen birtakım evrelere
ayrıldı. Mavi sergilerle başlayan bu evreler, sonraları
figEatif ve optik soyutlamalarla dElemsel bir platformda
yorumlandılar. FigEatif evreler de kendi içinde çeşitlendi.
Tekli, grup yada çoklu figEatif kompozisyonlarla ve değişik
konulu serilerin oluşumuyla devam etti.
Kronolojik olarak çalışma dönemlerimi değerlendirdiğimde;
Birbirinin içinden Ekan dönEE ve değişimlerin organik bir
bEElE oluşturduğunu söyleyebilirim. Bir sEe renk
bEEselliği gözlenir. Bazen konular doğadan uzaklaşır dElemsel
platformda insan figElerine dönEE. Bazen de doku değerleri
önem taşır
Halen Eerinde çalıştıEm Anadolu serisi bu toprakların
kokusundan gelen duyarlık ve disiplinle yeni biçimsel oluşumlara
doğru gitmektedir. Bu yeni tasarımlar; Anadolu'nun geçmişten
gelen değerlerini geleceğe bağlayan köprEE Eerindeki
arayışlardır. Amacım geçmiş uygarlıkları öykEeştirmek değil,
geçmiş yaşanmışlıklardaki uygarlıkları önEEe getirirken, yeni
aEmlamaların özEe yeni duyarlıklar katmaktır. Ayrıca Mısır
sanatı da etkilendiğim ve beni farklı, esrarengiz duygulara
götEen figEsel, simgesel anlatımlar dEyası. Buna, Afrika
sanatını da ekleyebilirim.
Kibele ise, bu doğurgan toprakların doğurgan bir simgesidir. Bu
simgeyi de doğurgan bir biçimselliğe dönEtEmek istedim.
***
SANAT PAYLAŞILDIĞI ZAMAN DAHA DA DEĞERLENİYOR�
Benim için sanatta önemli olan şey bireysel anlatım dili
yaratmaktır. Karşıtlıkların ve değişkenlerin izleyiciler
Eerinde zorlayıcı değil, enerji yaratan bir etkiye dönEmesini
dEEEE hep. HiEşEhesiz sanatta konular ve konu seçimi
önemlidir. Ama, ondan daha önemlisi konunun nasıl
kavramlaştırıldıE ve ona özgE bir kimliğin nasıl
kazandırıldıEdır.
Malzeme ve teknik bazen önEdedir, bazen arkamdan gelir.
Yaratıcı yeni değerler, her bakımdan yeni çözElemeler
gerektirmektedir. Bu çözElemeler ve arayışlar, sanat uğraşısı
içinde olanlar için önemli olsa gerek, benim için ise tEenmez
bir gıda kaynaEdır.
Resimlerime tarihsel bir perspektifle bakarsak; primitif
sanatların gElEstilizasyon anlatımlarına göndermeler yapan bir
duruş gözlemlenebilir. Primitif sanatlar benim için bir tutku
olduğu kadar, hep yeni heyecanlar duyumsatan bir alan. Bir şeyi
çok kısa, öz ve etkili anlatmak kadar zorlu bir şey yoktur.
Böyle olmasa, şiir ve karikatE olmazdı.
İnsanlar tarafından kavramlaştırılan ve adlandırılan sanat,
paylaşıldıE zaman daha da değerleniyor. ÇEkEbir iletişim dili
aynı zamanda. Herkes, görmenin ve fark etmenin heyecanını
zenginleştirmelidir. Bunun en kestirme ve anlamlı yolu ise
sanattır. O zaman gelin paylaşalım.
***
YAPTIKLARIM, KEŞKE DUYGU VE DÜŞÜNCELERİME YETİŞEBİLSE�
Başından beri figEatif çalışma benim için çekici olmuştur.
Ancak 1990'lı yıllarda daha yoğun ve daha yorumsal bir evre
içinde figEatif kompozisyonlara yöneldim. BugEe kadar teknik
ve renk anlayışındaki bazı değişikliklerle aynı yorumsal anlayış
yeni evrelerle devam etmektedir. Yer yer daha fazla soyutlamaya
giden ve bazen daha ilginEdokularla ele aldıEm konuları
anlatım olarak, gElEçekim alanı yaratan sonuçlara götEme
çabası içindeyim. Tuvalde beliren değerlerle benim yaşadıklarım
çok farklı bir atmosfer yaratma yolunda özdeşleşiyorsa, verimli
bir çalışma içinde hissederim kendimi. İşte böyle sonuçlanan
yapıtlardaki çok boyutluluğun doğal olarak seyircide etkin
algılandıE
kanısındayım.
Formların doğurganlıE ve bir sonraki adımın heyecanı, dEyaya
yeni gözEEaçan oluşumlar; beni gElEetkileyen sanat
eylemimdir. Önce kaEt yEeyindeki oluşumlara ses vermek,
onlarla söyleşmek ve sonra dokunaklılarını tuvale aktarmak.
SEeEiçinde renkler ve yeni kararlar doğaçlama akışmalılar.
Tuvale yansıyan izler yolunu rahat buluyorsa benim adımlarım
daha da hızlanır. Konunun içinde hissederim kendimi.
Yaptıklarım, keşke duygu ve dEEcelerime yetişebilse. Bazen
arkaya bakmak da gerekir ama, daima öne bakmak zorunludur.
Çay molalarındaki hesaplaşmaları severim. Tuval yEeyinden
derine giden anlam dönEElerinin peşinden koşmak çok heyecan
verici. Hele rEgarı arkana almışsan sanatın keyfine doyum
olmaz.
Kendini anlatmak da, sanatı anlatmak da çok zor. En gEeli
sanatı yaşamak ve paylaşmak.
***
SÜREÇ İÇİNDEN, AHMET ÖZOL'A DEĞİN
İster figEatif, isterse de soyuta kaçan dEenlenişlerde Ahmet
Özol, tıpkı savunduğu fikirler gibi temiz, pE ve yalın bir
biçim dilini tercih
LEVENT ÇALIKOĞLU - 1999
FigEe dayalı estetiği Ahmet Özol kendi ekspresif disiplini
içinde sEdEEken, onu insan ve doğa diyalektiği bEElEEde
kavrayarak plastik dile taşıyor. Bir dEen kurguluyor sanatE;
insana dayalı figEatif ilgi kompozisyon yetkinliğiyle
bEEleşerek, renk seçiciliğinin titiz tutumuna kadar uzanıyor.
İnsan çoğullaşıyor, soyutlaşıp lekeleşiyor; ama estetik dilden
ve kompozisyon bEElEEden kopmadan renk-biçim realitesinin
ortak alanına yerleşiyor. Gerçekle imge olan, boyutla alan;
derinlikli algılamanın katmanları içinde, devinim halinde
gezinip duruyorlar. Bu devinim estetiğe yön vermesini bilen bir
sanatEnın tavrı ve hareket noktası elbet.
ÜMİT GEZGİN - 2001
Özol'un sanat çalışmalarına retrospektif bir bakışla
yaklaşırsak; başlangıçtaki doğa yorumlamaları evresinden, bugE
de devam eden figEatif bir evreye geçtiğini görmekteyiz.
FigEatif dönem de zincirleme bir baEile, biçim renk, doku
başkalaşımlarıyla ve yeni anlatım duyarlılıklarıyla donanarak
devam ediyor. Yapıtlarında, disiplinli bir tutum da fark
ediliyor. Tuvalin her santimetre karesinin sorumluluğunu duyan
ve yorum gEEEön planda tutan bir karakter izleniyor.
Konularında ise; insan ve insanları ele alırken, yer yer
toplumsal bir perspektiften bakıyor, "ana" gibi doğurganlıE
simgeleyen figElere anlam yElEor. Geçmiş bugE ve geleceğin
mistik duyarlılıEnı içinde duyduğu kadar seyirciye de
yansıtıyor. Bu gelgitlerde, insana özgEtemel değişmezleri ve
değerleri çekim alanına sokmaktadır
Prof. Dr. FETHİYE ERBAY - Boğaziçi Üniversitesi -
2004
AyaE Anadolu'da olan bir pergelin taradıE zengin geçmişten ve
sanatlaşmış topraklardan duyumsamalarla oluşan figEler� GEeşle
özdeş ayçiçekleri, kağnı tekerleğiyle başlayan ivmenin yaşam
çemberine öykEmesi ve Eetken Anadolu insanının yalınlıEyla bu
tuvallere tutunması� Adeta giysilerden arınmış, sabrın, saflıEn
insanları� BEE bunlar ve daha ötesi etkilerle donanmış bir
yaratıcı kimliğin tasarım zenginliği. İşte, Özol'un sanatından
bize yansıyan ilk çarpıcı etkiler kısaca böyle özetlenir.
Prof Dr. AYLA ERSOY - Doğuş Üniversitesi
- 2007
|
ş |